Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

G Noktası -1-



Bugün seninle yine uzun uzun ilişkiler üzerine konuştuk.
Sen karını ne kadar çok sevdiğinden bahsettin, bebeklerinin sana ne kadar huzur verdiğinden… Bunları gözlerimi kaçırmadan dinledim senden, görünen ile söyleneni denercesine…Neden bunları vurgulama gereği duyduğunu sorguladım bir yandan seni dinlerken…Acaba gerçek bu muydu? Belki de ruhen aldattığın için çektiğin vicdan azabını azaltmaktı yaptığın …
Sahi aldatmak neydi ?
Vicdan nasıl temizlenirdi ve neye göre acı çekerdi…
“Elimi bile sürmedim” derken yaşanan tatmin aslında “her saniye aklımda sen varsın” derken kirlenir miydi?
“Sen benimle olmak istersen…” ile aşılan sorumluluk ve suçluluk bir tarafın iradesine bırakılabilir miydi?
Çıkılabilir miydi işlerin içinden “ben istemedim, o istedi” demekle?
“Beni o ayarttı” demek nasıl bir aklama olurdu kendini kendi gözünde?
Heyecandan yoksun güvenli limanların ürünü insanlarla yapılan evlilikler mutluluk mu yoksa bir standart mıydı?
Tüm bu duyguların arasında, iliklerine kadar flörtleşmek ve her cümleden sekse bir göndermek yapmak neydi peki? O zaman mutlu olunmuyor muydu?
Bunun düşüncesini bile aklından geçirdiğinde aldatmanın yarısını gerçekleştirmemiş mi oluyordun?
Sen aslında fiziksel olarak iradeni korumakla “sadık”, ruhunu ve aklını bana teslim etmekle “aldatmış” oluyordun. Çözümleme bu kadar basitti ve gerçekleşmediği sürece düşünce  “suç” değildir karinesinin en güzel örneklemesi yani…
Ben…
Bense bunun vicdani sorumluluğunu alacak kadar güçlü, bırakıp gittiğinde ayakta durabilecek kadar sağlam ve herşeye rağmen gözlerinin ve sözlerinin içine bakabilecek kadar dayanıklı değilim birtanem…
Ben aldatılan bir eş ve ahı alınan iki bebeğe bunu yapabilecek kadar sevmedim seni sevgilim..
Ben, beni beklemesini bilmeyip kendini kucaktan kucağa, nişandan nikaha atanlara bunca senedir sakladığım bekaretimi hediye edecek kadar “virjin” değilim canımın içi…
Sen; sana hergün, her an bakışlarımla ve cümlelerimle kur yaptığım anlarda senin için delirdiğimi düşündüğünde ben asıl sendeki iradeyi çökertmek, seni inandığın değerlere karşı yozlaştırmak, seni kendine yabancı yapmak için uğraşıyorum... Ve sevgilim, dudağına doğru eğildiğimde ağzının kenarından akan suları peçete ile silerken aslında kendi intikamımı alıyorum. 
Bunu nasıl mı başarıyorum?
Çünkü bazen, bazen öyle acır ki için, değişirsin ! Şimdi, dersin… "Şimdi her şeyi yapabilirim!"

Yapmakla olup bitseydi bu iş,
Hemen yapardım, olup biterdi.
Döktüğüm kanla akıp gitse her şey,
Bir vuruşta sonuna varılsa işin,
Bir anda bu dünyayı olsun kazanıversen,
Zaman denizinin bir kumsalı olan bu dünyayı
Öbür dünyayı gözden çıkarır insan.
Ama bu işlerin daha burada görülüyor hesabı.

Hiç yorum yok: