Araya hafta sonu girdi. Sen
yalnızdın ve ben sırf geri dönüşü olmayan şeyler yapmayalım diye kendimi şehir dışına
attım. Geri dönüşte beni karşılamanı ve belki bir yemek yiyebileceğimizi teklif
ederken “karının” geleceğini söyledin. Bu cümleyi duymak o kadar zor ki… Hani
şöyle demek gibi : “Sen benim her zaman ikinci seçeneğimsin! Ben seninle karım
olmadığı zamanlar ancak birlikte olacağım.” Gerçek bu ama ! Ne kadar acıtsa da
bu ! Tamam deyip kapattım teli. Sana karınla mutluluklar dilerken kırgın bir
sesle, sen gülüyordun. Aramadım seni bir daha. Gittiğim yerde kumsalda rakı
balık yaparken çalan şarkıların hepsi “bizi”
anlatıyordu. En çok da Deniz Seki’nin Adaletsiz Seçim’i…
Şarkıların günahı yok acıtan sensin içimi / Hangimiz istedi söyle,
bu adaletsiz seçimi …
Bir an bu şarkıyı yazdıran adamı
düşündüm. Sonra Deniz’in başına gelenleri… Ne kadar dibe vurduğunu, kendini
nasıl derbeder ettiğini ve şu an o adamın nerde olduğunu… Tıpkı bizim hikayemiz
gibi… Sonu baştan belli !
Kumsalda çıplak ayakla, bir
elimde sigara, diğer elimde sek rakım ile tüm bunları düşünürken yeni şarkı
Özcan Deniz’dendi :
Gönlün şimdi başka yare mesken/ El
çekmiyor kara sevda benden/ Sen hangi elde sevda olup açtın/ Ben karlı dağlar
misali yalnızım/ Yok bir sitemim hayatta her şey kısmet/ Soldu gençliğim ömrümü
aşkla ziyan ettim/ Ağla gönlüm nasip değilmiş vuslat/ Rahat uyu yar sana
hakkımı helal ettim....
Sonra şu anda nefret ettiğim
Sezen’den…
Ben başka yastıktayım sen ele kuşak
çözdün/ Ne ben mahremim ne sen kavlimizi sen bozdun/ Bahtiyar ol gözüm nuru, Rabbim
verir sabrını/ Bu hesap böyle bitsin helal
ettim hakkımı …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder