Bir varmış, bir yokmuş…Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ülkenin birinde bir oduncu ve ailesi yaşarmış. En büyük çocukları, en çok ümit bağlananıymış. Aile kendi çektiği zorlukları oğlunun çekmemesini isteyerek oğlunu hattat olmaya yönlendirmiş. Gel zaman git zaman, hattat oğlan bir kıza aşık olmuş.
Kız hem naz yapıp hem de istekli davranıyormuş. Belki de tüm bunlar, oğlana öyle gelirmiş. Başlayamadan biten duygular gitgide ağırlaşmış ve hattat birgün canına kast etmiş. Durumu fark eden ahali müdahale edip oğlanı zor bela yaşama geri döndürmüş. Hattat oğlan bir müddet yaşadığına pişman bir şekilde ortalıklarda dolaşmış. Ne var ki, yaşama bir yerinden tutunmak zorunda olduğunu fark etmiş.. İçindekileri yazıya aktarıp şiirler yazmaya , ebru yapmaya başlamış.
Günün birinde karşısına başka bir kız çıkmış. Kız bir evin bir kızıymış,evden dışarı çıkarılmamış, hattatı tanımaz, bilmez. Babası vermiş kızı. Hattat bu kızı diğerini sevdiği kadar sevdi mi bilinmez ama evlenmişler.
Karısı, hattatın taşıdığı ruhun tam tersi çok sert bir insanmış. Hattat ne kadar duygusal bir adamsa, karısı da o kadar kati düşüncelere sahip yani… Şiirler yazarmış, karısı içten bulmazmış; sevgisini gösterirmiş, karısı görmek istemez. İyi davranmış olmamış, kötü davranmış işler iyice tersine gitmiş. Hattat iyice içine kapanmış. Karısı da daha çok söylenmeye başlamış. Artık o kadar kopmuşlar ki birbirlerinden sadece aynı evde yaşayan iki yabancı olmuşlar. Karısı hem suçu adama atarmış. Adam da kadına… Birbirlerinden istekleri olurmuş zaman zaman konuşmaya çalıştıklarında. Ama ne kadar konuşulsa boş. Sonuç hep kavga…
Düzelmek mi istememişler yoksa düzeltilememişler mi bilinmez… Adam mı ilk sevdiğini unutamadı uğruna intihar ettiği, yoksa kadın mı gerçekten yardım edilemeyecek kadar mutsuzdu? Kadın daha önce hiç birini sevmiş miydi? Sevmek öğrenilir miydi? Sevdikçe güzelleşilir miydi? Sevdikçe egolardan geçilir miydi? Neydi paylaşılamayan, neydi bu kadar zindan olan? Bir şiirin yapmacıklığı mı önemlidir yoksa ne olursa olsun yazılması mı? Şekil ne olursa olsun, sevgisini göstermek midir asıl olan, yoksa şekillerin de reddedilmede payı var mıdır?
Yoktu bu soruların cevabı…
Sadece bu dünyadan, mutsuzluğu birbirine armağan etmiş bir çift geldi geçti. Oysa mutluluk sevmeyi bilen kalplere çok zor değildi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder