Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

!!! Koku !!!

Sosyal hayatın en zor işidir ortak noktalar yaratıp o alanlarda yaşayabilmek….
Üniversitede,  yurtta kalırken bir arkadaşımız vardı, teni kokan… Gerçekten hastalık boyutundaydı ki , bir gece yarısı kokunun yoğunluğu nedeniyle uykumdan sıçradığımı bilirim. Başım, yastığa boca edilen parfüme gömülü uyumaya çalışmıştım. Pis bir kız değildi ama banyodan sonra bile kokardı. O zamanlar her şey lay lay lom olduğu için bu durumdan bile espri çıkartıp “kokarca” adını takmıştık kızcağıza. Üstelik bu kokuya rağmen kokarca’nın sevgililerini sayamazdık. Biz kokusuz halimizle bulamazken acaba “işin sırrı nedir?” diye düşünür, saatlerce kafa patlatırdık. Uzatmayalım, birgün kız gitti bizim odadan. Eski  kokusuz günlerimiz geri geldi diye festival ilan etmiştik.

Yıllar geçti mezun olduk, ayrı ayrı yerlere savrulduk. Çalışmaya başladığım iş yerinde  farklı farklı kültürlerden insanlar vardı, değişik eğitim seviyeleri, değişik hayat görüşleri ve yaşam stilleri… “Fakir insan kokar” gibi bir genel  yargı vardır ya, işte bunu kırdım burada. Çünkü zenginlik – fakirlik gözetmeden temizlik içten gelen bir şeydi. Yine kokan insanlar vardı, yine yanlarında beş – on dakikalığına iş icabı kalınması gerekiyorsa nefesler tutuluyordu. Heyhat ! Bu insanlar evliydi ve ben bu kokusuz halimle bile birini HALA bulamamıştım!  Bir süre geçtikten sonra bu durum dedikoduya yol  açtı ve herkes o kişinin ardından “yuhh yaneaa” gibilerinden tepki de bulunmaya başladı. Bir türlü anlam veremiyordum yanlarındaki insanın nasıl bunu hissetmeyip uyaramayacağına…
Çok bahane bulmuşum , tanrı başıma verdi! Ter önleyicilerin göğüs kanserinin en etkili faktörü olduğunu okuyan ve buna inanan arkadaşım artık bunları kullanmayı bıraktığını açıkladı. Bense “nasılsa kanserden öleceğim, ha göğüs, ha akciğer, ha dalak… fark eder mi son geldikten sonra?” diye “atın ölümü arpadan olsun” felsefemi savundum. Kibarca uyardım olmadı, şakayla karışık söyledim yutmadı. İkna etmeye çalıştım, kızdı. Baktım ki artık bu onun tercihi, ben ne yapabilirdim ki? Ya tüm bağları koparacaktım, ya da seçimine saygı duyacaktım. İkinci şıkkı tercih etmeye çalışıyorum, burnumu tıkayarak!

Hiç yorum yok: