Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

25 Ağustos 2011 Perşembe

Bir Sabah Uyandığında

Apar topar hücrelerinden alınan üç gencecik insan... Çalakalem yazılan üç veda mektubu...Son anda bile doğru yolda olmayı haykıran üç nefes... Birlikte girilen ve birlikte sonlandırılan tek bir yol...
O yolun sonu 1980'e uzandı, orada çıkmaza dayandı! Sağa kırılan direksiyonda yeşil kuşak kabardı, etnik terör tırmandırıldı, sermaye sıvazlandı, işçiler birlik olmasın diye dağıtıldı, çok okunmasın – kafalar karışmasın diye eğitimin içi boşaltıldı, yapıldı da yapıldı...
Aradan geçen otuzdokuz senede bırakın ideolojiyi, bırakın ekonomiyi, biz özümüzü - değerlerimizi kaybettik. Memurlarımızın hepsi işini bildi, orta direk ezildi, köşeyi dönmeyen enayi ilan edildi, amaca giden her yol mübah bellendi, ilişkilerimiz bile çökertildi. Yalanlara boğulduk biz ! Olmayan paralara kandık biz, vicdanımızı - merhametimizi kaybettik biz !
Bugün bardağın sadece taşan damlasını görenler, sistemin amacından saptığını kabullenenler, yani Hanefi Avcı'lar veya Nurettin Veren'ler hatayı farkettiler. Ama artık nafile... Kılavuza gerek olmayacak bilinen köylerde...
Zira o köyler işgal edilmeden Hüseyin - Deniz - Yusuf'tu bize yol gösteren...
İşte bundan tüm üzülmem...
Aşkolsun çocuk sana aşkolsun, mezarının başına yanan bir sigara da benden olsun...

Hiç yorum yok: