Sosyal Güvenlik Kurumu İş ve İşçi Sağlığı Genel
Müdürlüğü’nün Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ile ortaklaşa
yürüttüğü kısa adı “Ruh-Fiz-Çöz-Kav” olan “Haydi ! İşçilerin Ruh ve Fiziksel
Sorunlarını Çözüme Kavuşturalım” Kampanyası çerçevesinde İstanbul pilot bölge
seçildi. Tam da bu sırada kampanyadan haberi olmadan, tamamen tesadüf eseri
olarak SGK’ya başvuran personel L.U. yetkililerin yönlendirmeleri ile
“Ruh-Fiz-Çöz-Kav masası ile temasa geçti. Gelen şikayetleri değerlendiren
“Ruh-Fiz-Çöz-Kav masası yetkilileri;
çıkardığı sesler, mırıldanmalar ve noktalama işaretsiz – birbiri ardına
kurduğu cümleler, yüksek ses tonu ile şirket çalışanlarının ruh sağlığını bozan
personel hakkında tahkikat başlattı. Tahkikatın ardından basın toplantısında
yapılan açıklama ise şu şekilde : "Bazı işyerlerinde yaptığımız analizler
neticesinde saptanılan %21'lik depresyon ve kişillik bozukluğunun normal
oranlarda olduğu ancak konu şirketin normal bir işyerinde olması gereken
değerin çok üstüne çıktığı vurgusu yapılarak şirket yetkililerine uyarı
cezasının kesilmesine karar verdi.”
Depresyon vurgusu
“Ruh-Fiz-Çöz-Kav ceza raporunda, bahsi geçen personel
tipinin toplum üzerinde yarattığı iç sıkıntısına özellikle dikkat çekildi.
Sonuçta sözkonusu olan bir insanın sağlığı , “Allah muhafaza her türlü şey
olabilir..." sözleriyle yaşanabilecek tehlikelere de işaret edildi.
Yapılan analizlerde çarpıcı sonuçlar elde ettiklerini de dile getiren yetkili,
laboratuvar verilerini basın mensuplarıyla paylaştı:
Herkese Kulak Kabartma...........%21
Boğukluk............%17
Melankoli.........%14
Dram..............%16
Dizi Müziği.......%26
Yüksek seste konuşma.......%45
Karşısındaki dinlememe ve sözünü kesme…..%75
Sonuçlardan da anlaşılacağı üzere toplumun ruh sağlığını
ciddi derecede tehdit eden bu vaka
yüzünden insanların birbirine tahammülü kalmadığını iddia eden
yetkililer personelin çalışabilmek için zor saatler geçirdiklerini kaydetti ve
yaşananları şu sözlerle anlattı:
"İzlerken ve dinlerken hepimizin içi şişti açıkçası;
herkes mutsuz, herkes yaralı, üzgün, kazık yemiş.. Tabii yönetmeliklerde sırf
bu yüzden bir ceza vermeye yönelik bir madde yok ancak çok geçmeden baktık
kurul üyelerinin hepsinin tavırları değişti. Hareketlerimiz donuklaştı,
konuşmalarımız yavaşladı, içimizde bir stres topu birikti. Uzun uzun uzaklara
bakar olduk ya da cinayet planları kurar olduk. Bu yine iyi kısmı; biraz daha
dinlemeye devam edince kurulda herkes birbirinin kuyusunu kazmaya çalışıyor
gibi geldi. Kurul sekreteri arkadaşımız tehlikeyi bazen kendi farkedip bazen
gelen ihbarları değerlendirerek son bir gayretle kanal değiştirme çözümüne
gitse de kalıcı bir sonuç elde edemediklerini üzülerek beyan etti... Kurum
olarak çok büyük badire altındayız..."
Kararın kendilerine ulaşmasının ardından şaşkınlığını
gizleyemeyen “zanlı”nın tepkisi ise giderek artan konuşması ve mırıldanmasıyla
sürüyor. Şirket yönetiminin kesilen cezayı “zanlı”nın maaşından keseceğini
açıklamasının üzerine şunları ekledi : kimlerin ve arkalarından iş çevirdiğini
çok iyi biliyorum ancak buna mani olacak güçlerim de yok değil diyerek yine yeniden ve durmaksızın konuştu.
Dipnot1 : Her şirkette olan bu tiplere biraz olsun iğneyi kendilerine batırmaları ricası ile yazılmıştır.
Dipnot2 : Zaytung haber sitesinden aşırı esinlenilmiştir.:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder