Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

13 Nisan 2012 Cuma

Fengshui - Olur Mu Dersin Gerçeği?


Beş ay kadar önce fengshui’ye ilgi duymaya başladım. Diyebilirsiniz ki, “günaydın”, “millet ne zamandır bunu konuştu, denedi ve hatta uyguladı, sen daha önceleri nerelerdeydin?” ama işte herkesin her şeyi deneyimlemesi aynı zamana tekabül etmiyor. Üstelik bazen yaşadıkların öyle bir zamanda gelip seni buluyor ki, bazıları dönerken sen henüz gitme aşamasında oluyorsun ya da tam tersi; “ben denedim” deyip bir heves anlatıyorsun…

Neyse… İnternette çeşitli sitelerden yaptığım araştırma neticesinde şimdilerde “kapı” ekolü olduğunu bildiğim uygulamaya girişivermiştim… Buna göre evin yaşam alanına giriş kapısına arkanı verip sağda kalan köşenin en üst noktasına evlilik ve ilişkiler köşesi deniyordu…  Solda kalan köşe ise zenginlik, kariyer köşesi idi. Bu köşelere uygun nesneler yerleştirildiği zaman ying ve yang seni kutsuyor, sana dilediğin şeyleri armağan ediyordu. Başta saçma geldi tabii ki ve kim inanır ama yine de bir ihtimal diye başladım… Hayattan maddi beklentim fazla yok, olanlar şu an beni idare ettiriyor ama sağ köşeden acayip beklentilerim vardı. Yedi senedir yaşadığım yalnız hayatın artık sonlanmasını ve arkadaşlarımın hatta kardeşimin bile beş yaşına gelen çocuklarının yanına kendi bebeklerimin konmasını diliyordum. O zaman sağ köşeye gelin-damat ve kalp figürlerinden oluşan nesneler eklemem gerekiyordu. Bunu tavsiye aldığım internet sitesi  “dikkat edin, biblodaki erkek gibi bir kocam oldu” demişti. Japon pazarlarında en ucuza satılan gelin-damat biblosundan aldım, buradaki erkeğin kocam olması ihtimalini ve oradaki sureti beğenip beğenmemeyi düşünecek ve seçecek ortam yoktu çünkü tek tip biblo vardı:) İçimden bu kadar da saçmalık olmaz, biblo bu yani insana benzer mi diye de dalga geçtim.


O günden sonra ben odaya her girişimde o bibloya bakıp “ying-yang bana gerçekten ruh ikizimi getirir misin?” diye dileklerde bulunurken bir gün canıma tak etti, belki de başka şeyler üst üste gelmişti - hatırlamıyorum, bir anda bundan daha salakça bir hareket olamayacağını ve buna bu kadar zaman bile inanarak kendi zeka seviyemden şüphe ettiğimi kendime itiraf ettim. (Hazır yeri gelmişken söyleyeyim yüksek lisans mezunu ve orta büyüklükte ve sektöründe lider bir şirkette ithalat – ihracat sorumlusuyum. Dine olan bağlılığım azınlıkta, bilime olan bağlılığım ve saygım sonsuzlukta yer almakta olup son derece modern bir kadınım ama biraz sarışınım:)-) O sinirle ve kendime ya da kadere olan o kızgınlıkla o bibloyu alıp çöpe attım.

Gel zaman git zaman ben bu olayı unutup normal hayatın koşuşturması içinde seyrederken hayatıma bir anda yeni biri girdi. Aslında okul yıllarını aşalı çok olmuş insanların hayatına birden bir insan girmez, hep yavaş yavaş olur bu girişler (istisnalar dışında) ama benimkisi öyle birden, “dan” diye oldu yani.. İlk başta korkup biraz yavaştan aldım, sonra ben de akışına bıraktım. Sonra bir gün tam da hayatıma giriş efekti gibi “dan” diye bitti.  Üstelik ben bitirdim…

Aradan yine biraz zaman geçti, bir gün kuaförde bir dergi karıştırırken fengshui ile ilgili bir yazıya rastladım ve ampul o anda bende yandı! Her şeyden önce hayatıma giren kişi tam da bibloda kullanılan karakterin aynıydı. Yüz hatlarından, sarışınlığından tutun şişmanlığına varana kadar her ayrıntının bu kadar benzemesi beni inanılmaz şaşırttı. İlişkinin sebepsiz yere birden bitmesi de… Kuaförden koşarak çıkmamak için kendimi zor tuttum, tesadüfün bu kadarı yani !!! 



Bu stili daha da ayrıntıları ile araştırarak bilgi sahibi oldum. İlk başta benimsediğim –kapı– ekolünün  aslında tam olarak gerçeği yansıtmadığını ve asıl “pusula” ekolünün önemli olduğunu öğrendim. Hemen bir pusula edinip evde ve işyerimde küçük – dışardan dikkat çekmeyecek ama benim fark edeceğim bazı nesneler yerleştirdim. Şimdi merakla bekliyorum acaba ilişkiler köşemdeki biblo sureti ne zaman karşıma çıkacak diye?

Dipnot  : Yeni gelin – damat biblomu alırken de seçme sansım yok denecek kadar azdı. Diğer biblodaki surete benzemesin diye başka bir bibloyu zorla seçmek zorunda kaldım. Tam da aşağıdakinin aynısı:)


 Tip fena değil, şişman da değil ama önemli olan ne şişmanlık – ne tip, önemli olan kişilik ! 

Hiç yorum yok: