Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

26 Eylül 2012 Çarşamba

Babamın Neşet Ertaşla buluşması


Bugün Neşet Ertaş’ın toprağa verildiği gün…
Gazetelerde onunla ilgili bir sürü yazı…
Yazıya gerek yok, onu bana tanıtan babam var aslanlar gibi…
Şu anda Neşet Ertaş’la aynı dünyada olduğuna, onu karşıladığına inandığım…
Ben bu dünyadan size türkülerle eşlik ediyorum tüm kalbimle….

“Usandın bu canımdan amman aman” diye diye arkanızdan özlemlerime gözyaşlarımı ekliyorum…
Hatıralarımı bir bir çıkarıp zihnimden bağlamanın telleriyle yad ediyorum.
Kadehimi  babamın şerefine vuruyorum diğer bardağın “çın” sesine…  yalnızlığıma, babama, neşet ustaya, ölümlere, türkülere, terkedenlere, sevmeyenlere, sevenlere, uzak kardeşlere, taraflı annelere, yalnız – yapayalnız yıkılan hayallere, “yalan dünyalara” içiyorum…

Fincanın etrafı şu an yeşil…  Babam kulaklarımda, gözlerimde, sazın tellerine vuruyor didimde…
Üzerinde yeşil bir kolsuz t-shirt…damarları şişe şişe "at kolun kolların boynumdan aşır" diyor…
Arayı titreterek çalıyor o güzelim küçücük elleriyle, öptüğüm kurban olduğum elleriyle… sonra bana bakıp “şimdi” diyor. Ben giriyorum türküye: 

fincanın etrafı sarı ağlarım sızlarım ben zarı zarı…

Rakının verdiği cesaretle babamın doldurmuş olduğu kasedi arıyorum yarım saattir ama yok.  Kaç senedir onu dinleyebilecek cesaret arıyordum, bir şişe rakının ardından geldi cesaret ana bu sefer kaset yok. Sanırım arabada bıraktım.

Yine ondan bir hatıra.. Bu toprağın sesleri Devrim Kaya…. "Bana gelsen ölür müydün acından"…
Yeşil ördek gibi dalım göllere, sen düşürdün beni dilden dillere..
35lik bitmek üzere…. O güzel dudaklarını büküp “ne sen beni unut ne de ben seni diyor” türküde babam….
Adaletin bu mu dünya..
Ne mal verdin ne yar verdin dünya..
İyileri öldüren dünya…

Hiç yorum yok: