01/9/12
Sabah kahvaltısında yanına geldim. Biraz oturduktan sonra
kalkman gerektiğini söyledin. Seninle beraber ben de hazırlandım gitmek için.
Bana kızdın, “otur et kahvaltını, ben gitmek zorundayım, sen değil...”
Anlamıyordun… Sorun kahvaltı etmem değildi, sorun seninle olamamamdı. Bunu sana
anlatmaya çalıştım ve nihayet anladın. Üstüne sordum şaşırarak, “bunu gerçekten
anlatmam mı lazımdı, anlayamadın mı ben demeden?” Cevabın çok basit ama şimşek
gibi deliciydi: Bu kadar zeki olsam, seni alırdım… İçim çok acıdı, hem
anlamayacak kadar "öküzüm", hem de fark edince itiraf edecek kadar
"angutum" olmana..
Bu şarkıyı her duyduğumda sen geliyorsun aklıma, ikimizin
olsun :
Kaybedecek zamanımız yok sevgilim
Bizi bundan sonra mutluluk ifade ediyor...
Bırak bizi kendi halimize
Aşka borçlu kalmayalım.
Ayrılığın esiri olmak yerine
Her saat her dakika göz göze yanyana kalalım
Benim senden başka kimim var ki
Yalancı rüyalara kanmayalım.
Ecel kapıyı çalmak zorunda kaldığında
Bana son sözün ne diye merak ediyorum
Hayatın gerçekleriyle karşılaştığında
Cennetin kapılarında bekliyorum !
Sen beni gülümseten bir meleksin
Hayata bağlı kalmama tek sebepsin !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder