2005, 2006...
Nasıl geçti bilemem, ilk görüşte aşk, kandırılma, kanmaya zaten yatkın olma...
Her şeyi "bana" sanma,
İlk aldanma, ilk cesaret, ilk boşluk, ilk yakınlaşma, ilk yok sayma
İlk sigara, ilk rakı -sek-
İlk masa, ilk misafir, ilk şarkı...
İlk göz göregöre yalanlar...
İlk kendini yok sayıp ona inanmak için bahane bulma...
İlk geç kalışlar, ilk koşmalar, sonunda onun beklediği yollarda uçarcasına...
Bana hediye edilen bir çift kanat...
Çırpmaktan yorulan kanatlarım,
Yalanlarınla ürettiğin rüzgarların....
Gecenin bir yarısı telefonların
Taksiye binip gitmelerim...
İlk bende kalışların
İlk "birşey olsun lütfen" diye bekleyişlerim
İlk sabaha karşı ben uyurken gidişlerin
İlk seni, bulamayışlarım...
Bu şarkıyı söylerken bir daha aynı olmayacağını bilişim...
Bu şehirde buldum buğday ben buğday ellerini
Bu şehirde sevdim badem dillerini
Senle unuttum bütün ezberlerimi
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden
Bir daha yolları aynı hevesle yürür müyüm?
Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm?
Ne malum dünya gözüyle görür müyüm?
Tuhaf buluyorlar bu kaçak halimi
Seninle doldurdum yasak ihlalimi
Seninle kapattım aşk defterlerimi
Pişman değilim ama göçtüm kederden
Düşman değilim ama çöktüm erkenden
Bir daha yolları aynı hevesle yürür müyüm?
Kim bilir ne bekliyor kalır mıyım ölür müyüm?
Ne malum dünya gözüyle görür müyüm?
Arabanının içerisinde uzansam seni tutacak kadar yakınken, heykel kesilip birşey yapamayışım...
Güneş gözlüğün altından sabahın köründe "Lütfen görmeyeyim seni bir yerlerde" diye ağlamam... Senin sanki bana söylermişcesine radyonun sesini açman...
Olmadı sevgilim, ne aynı yolları bir daha aynı hevesle yürüdüm, ne taksilerde sana gelmek için süründüm, ne de yalanlara inanmak için bu kadar sömürüldüm...Hayat bir vurdu ki, ben kim olduğumu unuttum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder