10/01/2013
Bugün öğle arasında, dışardaki soğuğa inat bir sobanın
etrafında toplaşan birçok insandan en sona kalan kişi (Fatih) şöyle dedi: “Senin
seçimlerinde yanılacağını düşünmüyorum, artık bu saatten sonra neden hayatına
birini almak konusunda kararsızsın?” Yiğitliğe leke sürmeyerek ve verdiğim
izlenimin bilinçli olduğunu düşünmelerine çabalayarak birşeyler saçmalarken
aklım aslında ne kadar vahim bir durumda olduğumu söylüyordu. Zira içimdeki
çocuk, kalbimin taaa derinliklerinde saklı kalan iyimser yan “aslında herşeye
evet diyecek kadar korunmaya muhtaç olduğumu, bunu hayatıma zorla sokmaya
çalıştığım insanların nasıl da çözdüğünü ama nedense bir ilişkiyi bile başaramadığımı
itiraf ederken içimdeki iyi yanı
öldürmeye çalışan tecrübelerle büyüyen taraf ise, “çocuğu” gizleyebildiğim için
son derece mutluydu. Ne demiş şarkı… Zaferlere ödül yalnızlıktır! Ama sonra da
eklemiş :
Geç kalmadan kaybetmeli…
Bense yalnızlıklara karşın kaybetmeleri tercih edemeyecek
kadar kırılmışım. Tüm kaybettiklerimin ardından dönüp geldiğim yine – yalnız –
bir tek kendimim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder