Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

1 Kasım 2011 Salı

Yabancı Umutlar

Tanıştıklarında henüz üniversite yıllarındaydılar…
İkisi de gözünü birbirinde açmıştı..
Daha önce laftan birileri olmuştu ama bu başkaydı.
Heyecanlı ve özenliydiler, hayalleri vardı birbirlerinin üzerine.  Tek ümitleri beraber olabilmekti “heryerde”…
Aynı evde de yaşadılar, aynı parasızlığı da çektiler.
Gün geldi bu birlikteliği resmileştirmek istediler. İsteklerinin önünde hiçbir itiraz kalıcı olamadı.
Kızın gözü kördü, adam onun yerine gördü, kızı aldı uzak diyarlarına götürdü.
Kız “yapabilirim” zannetti. Önemli olan sevgiydi, gerisi her şekilde geçilirdi…
Adamın ailesiyle beraber oturmayı da göze aldı bu uğurda. Yepyeni bir şehirde yalnızdı ne de olsa..
O yalnızlık büyüdü, büyüdü, geldi kızın yüreğine çöktü…

Adamın ailesinin yanında tattığı rahatlığı fark etti… Kendisi yeni bir kariyer ve sosyal çevre edinme derdindeyken adamın usul usul geriye çekilişini, hayatta kolaylığı seçen her insan gibi pasifize oluşunu izledi. Ailesinin arkadaşları, ailesinin işi, ailesinin parası, ailesinin yaşam tarzı arasında kendine ve sevgisine gittikçe yabancılaştığını, “kendi” seçimlerinin değil “başka” tercihlerin, “başkalarının” tercihlerinin robotu olduğunu idrak etti. O sevdiği insan, o kör aşık olduğu insan acaba nerelerdeydi?
Aldı karşısına konuştu, adam değişmedi.
Azarladı, kavga etti, değişmedi.
Küstü, alttan aldı, değişmedi.
Adamın bu kadar anlayışsız oluşuna daha da içerledi…
Bir sorun vardı, çözülemeyen ve üstü örtüldükçe büyüyen!
Şimdi boşanmanın eşiğinde bir anne ve baba bu yarada kanayan…

Bebeğin hiçbir şeyden haberi yok.
Anne yalnız ve yorgun…
Baba beceriksiz ve hala suskun…

Hiç yorum yok: