Hakkımda

Uzun yıllardır yalnız birinin hikayeleridir bunlar. Kendinizden birşeyler bulmanızı dilerim.

21 Kasım 2013 Perşembe

Sakinleştirici

Bugün sanırım hayatımın en güzel iltifatını aldım.
Koskoca adamlar kavga ederken ettiğim laflar, "sakinleştirici mi kullanıyorsun da bu kadar rahatsın" dedirtti.
Bana hamlığımın farkına vardırıp pişirmeye çalışan mevlanama ve mevlama sonsuz teşekkürler.
Başarı sizindir...

Ziyan Sevdam

Onca sene karşına çıkan binbir türlü insan...
Onca aşk, onca heyecan, onca çırpınış... 
Sonra birden bire hayatının farkında olan bir çift göz... 
İlk kez hayatımda bir ikizler erkeği...
"Uzanmaya çalıştığın bir şey mi var?" deyip saniyede senin aklını okuması ardından emrivaki tavırları ile "o çanta en kısa zamanda alınacak" diye çıkışması...
Bu aralar hayatımda yine sürekli gülen bir surat, adı mustafa olan yeni bir yüz ve bir taksam mı, takmasam mı diye düşündüğüm bir çift "kanat" var sanırım. 
Bıraktım akışına....
Şarkıda dediği gibi nasılsa ben ölmem, bunu da atlatırım...



Eğdirmem başımı kimselere ama sana yerle bir oldum.
Giderim uzaklaşırım her zaman, ilk kez dönüp durdum.
Ağladım içime attım herşeyi biriktirdim.
Gecikmeli coştum taştım bu yüzden de duruldum.
Korkumdan bir kere bile seni aramadıysam.
Yönsüzüm sensiz, sebebi bir yere konamadıysam.
Unutmadım nedeni hiç bir aşka sığamadıysam.
Saygımdan biraz da seni unutmaya kıyamadıysam.
Ah delikanlıydı bir zamanlar içimde yangınların.
Hep başımı alıp gittiğimden ziyan sevdalarım.
Söylemem ben acılarımı hep içime içime anlatırım.
En acısı ölmüyor da insan ben bunu da atlatırım.

19 Kasım 2013 Salı

Farzet

Bu kez "son". Görücü usulü ile tanışıtırılmalarım 3 defa oldu. 
Hatta aslında 0 defa.. Fiili olarak kimseyle tanışmadım çünkü. 
Bu kadar salakları bulundu... 
Tanışmadan ortalıktan tüydüler. 
Bu seferki banka müdürü olacak kadar vasıfsız biri... 
Yok benim anlımda gerçekten salak yazıyo.... -S-A-L-A-K...

Diye düşünürken yine mesnevi yetişir imdada.. Kötü düşünceleri kovup her şerde bir hayır olduğuna inanarak kendimi evrenin sonsuz ve mükemmel akışına teslim ediyorum.
Mevlam neyler, neylerse güzel eyler...

Asla aşk her yerde bahar değil
Bizde ahh kışlara  hep gebe
Yar ısıtamadım gönlünü ısıtamadım kalbini
Bundan fazla
Anladım alışamadık biz bize 
Konuşamadık gözgöze
Bundan fazla

Farzet kapılıp biz delice aşk seline   
Farzet yaşadık doyduk güzele...

15 Kasım 2013 Cuma

Çok Yalnızım Nolur Dağılmayın La

Birden gelişen olaylar oldu mu hayatnızda...
Ağzınızdan düşünmeden çıkan sözle bağladınız mı kendinizi? 
Nasıl olduğunu anlamadan, hayatın akışına bıraktınız mı kaderinizi?
Akarken bir yandan mantıksızlığınıza şaşırıp diğer yandan tattınız mı huzurun zevkini?
Cevabı sadece bende evet değildir bunların. Bende bile kaçıncı evettir belki yalnızlığın yarattığı avuntuların...

O kadar yalnızım ki usta, olmayacak birine kendimi davet ettirdim. Ne ortak bir yanımız vardı, ne dengimdi... Birden gelişti... Kalktım trekkinge katıldım, çok eğlendiğim, güldüm, güvendim, inandım, bir iş için eve davet ettim, 6 kez ekildim. toplamda 3 hafta... 

6 kez bekledim. Anlımdaki "salak" yazısının görünür olduğunu unutarak...
En sonunda aynaya bakıp gördüm : "Salak" yazıyor S-A-L-A-K diye düşünürken sinirden kendimi harap edip içkiyle avunmaya çalışırken, gemileri yakıp köprülerini yıkıp "neden hep aynı son?" diye bu sefer isyan değil belki ama anlamaya çalışarak sorduğumda yanıtı Mesnevi'de buldum. Cevap yine yukarıdan, herşeye sonsuz hoşgörü ile yaklaşan yaradandan geldi, hem de hiç gecikmeden... 

.....Nasıl ki tohumu ekersiniz, filiz verir, başak olur, buğdaya döner ve o hali ile saklamayıp en verimli olduğu çağda biçersiniz, biz de öyle umutları yeşertiriz, en doruktayken de biçeriz.... Şimdi anladım neden her seferinde bu şekilde olduğunu.... Hayat bir oyun... Zevkin tadını almak için en mutlu olduğun anda acıya dönüşen bir oyun... Nasıl ki bizler buğdayları en verimli çağındayen biçiyorsak, doğa da bize aynısını yapıyor... 

Bunu anladıktan sonra içimdeki sinir geçti, kalktım zeytindalını uzattım. O yıktığım köprüleri kibarca tamire çalıştım.  O da hazırmış ki, aradı, yarı şaka yarı ciddi durumu toparladık. En zevkli yanı ise ona muhtaç olmamak için başkasına yaptırdığım işten dolayı hırslanıp "sökeceğim o sarkıtı" demesiydi... Çok hoşuma gitti... Yalnızlığın çaresi mi hoşuma giden yoksa frekans uyumu mu bilmiyorum.. Bildiğim tek şey; nolur dağılmayın çok yalnızım la:(